kıvanc tatlıtug röportaj 4

2002 Best Model of the World birincisi Kıvanç Tatlıtuğ işi gereği sürekli dünyanın çeşitli yerlerine seyahat ediyor. Paris-İstanbul arası mekik dokuyan Tatlıtuğ Cacharel’in katalog çekimleri için geçtiğimiz mart ayında Fas’a gitti.

‘Bir hayalimi gerçekleştirdim’ diyen Tatlıtuğ, Hürriyet Seyahat için, insanlarını çok sevdiği ve çok egzotik bulduğu Marakeş-Casablanca seyahatini anlattı.

Fas’ta çekim yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

- Cacharel’in katalog çekimini Okan Bayülgen yapacaktı. Benimle çalışmak istediklerini söylediler. Yer olarak Okan Bey Fas’ı önermiş, bana da sordular. Ben de çok güzel ve ilginç olur dedim. Fas’a gitmeyi zaten çok istiyordum, bana çok egzotik geliyordu. Bu çekim sayesinde bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum.

Fas’ta ilk olarak nereye ve nasıl ulaştınız?

- İstanbul’dan Paris aktarmalı olarak Marakeş’e ulaştık. Toplam altı saatlik bir uçak yolculuğumuz oldu. Uçaktan iner inmez ilk dikkatimi çeken polislerin kıyafetiydi. Bizim 23 Nisan bayramlarında çocukların giydiği bando kıyafetlerine benziyordu, rengarenkti. Marakeş yüksek binaların olmadığı bir kent. Yalnızca kaldığımız Hotel Suisse yaklaşık 20 katlıydı ve gördüğüm kadarıyla Marakeş’in en yüksek binasıydı.

Marakeş’te ne kadar kaldınız?

- Aslında bizim amacımız iki-üç gün Marakeş’te kalıp ardından Casablanca’ya geçmek, eğer vaktimiz kalırsa oradan da Sahra Çölü’ne gitmekti. Ama uzaklık nedeniyle son isteğimizi gerçekleştiremedik. Gelişimizin ertesi gününü dinlenmek için ayırmıştık, o gün şehri gezme, alışveriş yapma fırsatımız oldu. Dışarı çıktığımızda çok şaşırdım, kadın ya da erkek sokaktaki bütün insanlar uzun kapşonlu bir pelerinle dolaşıyor. Kaşmirden yapılan bu pelerinden sadece ayak bilekleri görünüyor.

PAZARDA KOBRA YILANI BİLE SATILIYOR

Herkes tek tip mi giyiniyor?

- Pelerinlerin farklı renkleri var ama pelerinsiz kimse yoktu diyebilirim. Rehberimiz bizi oranın geleneksel pazarına götürdü. Her kentte bu tür bir pazar mutlaka bulunuyormuş. Labirente benzeyen bu pazarda etten baharata, kıyafetten kobra yılanına her şey satılıyor. Boa yılanları, sincaplar, maymunlar... Ben de gidip kendime hemen o pelerinlerden bir tane aldım.

Normal kıyafetlerinizle kendinizi çok farklı mı hissettiniz?

- Evet o pelerinlerden giymediğiniz için turist olduğunuz hemen anlaşılıyor. Ayrıca ben bu çekimler için kılık değiştirmiştim. Bıyık bıraktım, saçlarım ve bıyıklarım siyaha boyandı, benim için çok radikal değişiklikler yapıldı. Kendimi o taraflara daha yakın hissediyordum. Buna rağmen farklı olduğumuz çok bariz şekilde hissediliyordu. Hatta o bıyıklı halimle beni Johnny Depp’e benzetip imza istediler.

Marakeş sokakları hayal ettiğiniz gibi egzotik miydi?

- Hem de hayal ettiğimden daha fazla. Ayrıca zeytinin her çeşidi var: Kırmızı, bordo, mavi renk renk zeytinler çok güzel görünüyor. Her şey televizyonda belgesellerde gördüğüm gibiydi, hatta daha güzel. Karnımız acıktığında rehberimiz bizi bir kasaba götürdü, enteresan bir şekilde kasapta buzdolabı yoktu. Etler asılı duruyor, istediğinizde bir parçasını kesip veriyorlar. Aynı şekilde tavuk eti satılan bir yere gittik, içeride bir sürü canlı tavuk vardı. Sonunda köfte yemeye karar verdik. Fas’taki yemek kültürü de bizimkinden oldukça farklı. Örneğin bir yere gittiğinizde önce bir tabak zeytinyağı geliyor ardından da o renkli zeytinler, tatları mükemmel. Özel bir sosları var. Bütün yemeklerine, salatalarına o sostan koyuyorlar. Açıkçası bana biraz ağır geldi. Her yerde nane çayı vardı, çok sevdim. Bu arada mutlaka söylemeliyim, Fas’ın insanları yoksul olmalarına rağmen çok misafirperver ve çok mütevazılar.

EVLERİN KAPILARI ÇOK GÜZELDİ

Casablanca’ya geçişiniz nasıl oldu?

- İki araba yola çıktık. Yolculuğumuz yaklaşık dört saat sürdü. Yolda bir zamanlar Hollywood filmlerinin çekildiği setleri gördük. Arabada Arap şarkılarına eşlik ettik, çok eğlendik. Mola verdiğimiz yerlerde insanlarla sohbet ettik, fotoğraf çektirdik. İnsanların çoğu motosikletle seyahat ediyor. Bu yolculuk sırasında en çok dikkatimi çeken hemen hemen tüm evlerin müstakil ve eski olmasına rağmen kapılarının çok güzel ve orijinal olmasıydı.

Casablanca-Marakeş farkları neler?

- Marakeş daha yoksul ve yerli halkın daha yoğun yaşadığı bir şehir. Casablanca deniz kenarı ve daha çok turist geliyor. Kaldığımız otelin karşısında okyanus oldukça dalgalıydı. Sörf yapmak için çok uygundu. Bu arada Casablanca ilginç bir şehir. Bizdeki gibi surlarla çevrili, surların içinde kalan bölgeye Yeni Casablanca, dışarıda kalan kısma ise Eski Casablanca diyorlar. Ertesi gün çekim yapacak yer aramak için Casablanca sokaklarında dolaşmaya çıktık. Çok sevimli bir sincap gördüm ve ben bunu alacağım diye tutturdum. Satıcı üst katta daha güzelleri var diye bizi dükkanın üst katına çıkardı, çok güzel ve ilginç dekorasyonu olan bir yerdi, sonunda çekimleri orada yaptık.

YILANI BOYNUNA ÜÇ KEZ SARMAK ŞANS GETİRİRMİŞ

Casablanca’da pazarı gezerken elinde kocaman boa yılanı olan bir adam vardı. ‘Hey dostum bakar mısın, bunu boynuna üç kez sararsam şans getirir’ dedi. Hayır dedim ama beni dinlemedi yılanı üzerime doladı. O kadar ağırdı ki omuzlarım çöktü. Düşünsenize o yılan normalde benim bütün kemiklerimi kıracak güçte. Kafası tam boğazımın olduğu yerde duruyor, bana dil çıkarıyor. Adam yılanın kafasını önüme getirip ‘Kafasını öpersen ölümsüz olursun’ diye tutturdu. Zorla öptürdü, tiksindirici bir soğukluğu vardı.

Seyahatte ne okuyor

Polisiye romanlar ve değişik kültürleri tanıtan kitaplar

ne dinliyor

Her türlü müzik dinliyor, pop, fantezi, new age... Mp3’ünü yanından ayırmıyor

ne yiyor ne içiyor

Gideceği yerin yemeklerini bilmediği için annesi tedbirli davranıp onu iki-üç gün idare edecek yiyeceğini hazırlıyor. Sebze, makarna, hazır çorbadan oluşan paket onu çoğu kez kurtarıyor. Ama yemekleri severse gerek kalmıyor.

ne giyiyor

Uzun yoculuklarda kot pantolon, spor ayakkabı. Daha kısa iş yolculuklarında takım elbise.

neyle seyahat ediyor

Uçaktan korkmuyor, zaman kazandırdığı için tercih ediyor. Ama Avrupa içinde seyahat edecekse trenle etrafı seyrederek yolculuk yapmayı seviyor.

nerede kalıyor

Lüks aramıyor, rahat uyuması çok önemli.

kimle seyahat ediyor

Tek başına.

çantasının olmazsa olmazları

Tıraş takımı, parfüm, jöle, vücut ve yüz bakım setleri, mp3, güneş gözlüğü, fotoğraf makinesi

teşekkürler

kaç tane var ya :D:D
teşşekürler

hadi traş takımını anladım da parfümün ne işi var seyahatte :D:D:D:D:XXSD