ailemi dinlerim

Ailemi dinlerim



Oyuncu ve model Kıvanç Tatlıtuğ, aldığı kararlarda mantığının ağır bastığını söylüyor. Tatlıtuğ, ‘Mantığım yetmediği zaman devreye ailem girer’ diyor.

2002 Best Model Of the World birincisi seçildikten sonra oyunculuğa neden sıcak bakmadın?

Yanlış şeyler yapmaktan korkuyordum. Modellik mesleğine başladığımdan beri birçok şeye şahit oldum. Genç bir insanım. Bazen duygularım ağır basar, bazen mantığım... O yüzden ailemin sözünü dinlerim.

Çoğunlukla hangisi ağır basıyor?

Genelde mantığım ağır basar. Mantığımın yetmediği zaman devreye ailem girer. Hayatta bana zarar gelmesini istemeyecek ve benim için üzülecek olan sadece ailemdir. Benim dostum da yok, dostluğa da inanmıyorum.

Bir buçuk yıl Fransa’da kalıp mankenlik yaptın. Türkiye’deki mankenlikle kıyaslayacak olsan neler söylersin?

Yurt dışında bu iş çok profesyonelce yapılıyor. Birkaç defa başıma geldi. Trafikten dolayı geç kaldım görüşmeye. ‘Alamıyoruz, vaktinde gelmediniz görüşmeye’ dediler. Şoke oldum. Türkiye’de böyle bir sistem yok.

AMERİKA’DA OYUNCULUK EĞİTİMİ ALACAĞIM

Oyunculuk yapmak için cesaretini nasıl topladın?

Yaşım ilerledi, uzun zaman yurt dışında yaşadım. Yoğruldum biraz.

Gümüş dizisindeki Mehmet karakterini neden yakın buldun kendine?

Sonuçta rol yapıyorum, kendimi canlandırmıyorum ama ne bileyim, yakın geldi... Her şeyin maddiyat olmadığını, duygunun da çok önemli olduğunu düşünen bir insan Mehmet. Ne kadar hırçın, agresif olsa da duygusal biri Mehmet.

Saçlarını neden koyu renge boyattın?

Mehmet 29 yaşında. Ben ise 22. Daha büyük görünmem için saçlarımı boyatmam gerekiyordu. Hatta rol gereği sakal da uzattım.

Fransa’ya dönmeyi düşünüyor musun?

Modelliğin eğitimini Paris’te aldım. Oyunculukta gelişmem açısından en uygun yerin ise Amerika olduğunu düşünüyorum. Sonra kendimi Türkiye’de göstermek istiyorum.

Bir röportajında okudum; ‘Asosyalim. Akşamları evde oturup, tavla oynamaktan keyif alıyorum’ demişsin. Sence ev keyfi yapmak asosyallik midir?

Gece kulüplerinde boy gösteren ablalarımızdan daha sosyal bir insanım aslında. Ne aldığım alkolle vücuduma zarar veriyorum, ne de sigara dumanına maruz kalıyorum. 15-20 günde bir, ben de dışarı çıkarım. Fakat her şeyin dozunda yapılmasından yanayım!

Nelerden keyif alırsın?

Evde oturup, resim yaparım. Dönem dönem yaşadığım şeyleri not alırım. Güzel bir DVD koleksiyonum var. Kendime web sitesi hazırlıyorum bu aralar. Ayrıca denize aşığım! Sonra basketbol da en sevdiğim uğraşlarımdan...

Oğlumla iftihar ederim

Hani ‘Babasının oğlu’ derler ya, Kıvanç gerçekten de tam anlamıyla babasının oğlu. Erdem Tatlıtuğ da bunun fazlasıyla farkında:

‘Kıvanç, ailesine çok bağlıdır. Elbette bizim verdiğimiz terbiyenin önemi büyük ama onun karakterini de göz ardı etmemek gerek. Mesela; küçüklüğünde arabaya bindiği zaman direkt karşıya bakar, ciddi ciddi öylece dururdu. ‘Rus ajanı’ derdim ben ona! Ağzından cımbızla laf alırsınız. Mesela; Amerika’ya gider, gelir. İnsan anlatmaz mı neler gördüğünü, neler yaşadığını! Hiçbir şey anlatmaz. Sanki 10 dakikalığına bir yere gitti, geldi! Adana’daki aile olarak mazimiz 100 yıldan fazladır. Biz pastaneciyiz. Babadan kalma mesleğimiz bu. Fakat zorunlu olarak mesleği bıraktım. Sekiz yıl önce kalp ameliyatı geçirdim ve İstanbul’a yerleştik. Kardeşlerim vefat etti. Adana’daki Tatlıtuğ soyadının ağırlığını, tüm Türkiye’ye duyurdu. İftihar ediyorum onunla

teşekkürler...

teşşeküürler:D